Konu Bilgileri
Konu: Bir Merhamet Aradık.. Yazar: Siyah
Okunma: 1891 Yorum: 0
Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Siyah 03-25-2017, 14:59   
#1
#1
[Resim: merhamet_hadis2-702x336.jpg]




Çocukluğumuz onları oyunlarımızdan, kitaplarımızdan, oyuncaklarımızdan, bilgisayarımızdan ve arkadaşlarımızdan uzak tutmakla geçer.
   Onlar uyumadan ya da odada oyuncaklarına dalmadan evden dışarı çıkamayız. Sessiz olmalıyız böyle zamanlarda. Ayak seslerimizi bile farkedebilir ve hemen kapıya doğru koşup ayakkabılarını çıkartıp 'bende geliyorum' diye bağırabilirler. " Sen gelmiyorsun! " demek yeterli olur mu? Siz de bilirsiniz ki böyle durumlarda kafaları çok çalışır ve türlü oyunlarla tabii ki ses tellerinin olanca kuvvetiyle bağırıp gelmek üzere diretirler. Genelde bunda başarılıdırlar.
    Onları içeri doğru itip kapıyı kapatmak da çözüm değildir. İllaki peşimize takılırlar. Annemize kızarız onları içeri alması için.  Ama bu da çare olmaz, çünkü annemiz de "geliversin ne olacak , durur bir kenarda seyreder oyununuzu" der ve biz deliririz. Biliriz ki bu ufaklıklar asla bir kenarda bir kenarda oturmazlar. Dışarıya çıkmaya bu kadar hevesli olmalarına karşılık bakkaldan bir şey almaya asla gönderilmezler. Bakkal için küçük, oyun parkı için ideal yaştadırlar.
   Dışarıda olmasak da iş değişmez. Evin içinde de rahat nefes aldırmazlar. Bir kitap okumaya başladık mı gerisi gelir. "Bana da oku" diye bir ses duyarız kulak zarlarımızı patlatırcasına. 
   Ya da beceremedikleri halde bilmece sormakta ısrar ederler. Çoğu zaman bilmecenin cevabını önce söyler sonra sorunun ne olduğunu hatırlamaya çalışır üstüne bir de "bilemiyorsuuuun" diye bize kızarlar. Her şekilde bağıracak, ağlayacak, tutturacak bir şey bulurlar. Gece yarısı ağlayarak bizi de tüm apartmanı da uyandırırlar. Ertesi gün yazılımızın olması onlarla oynamamak için bir gerekçe olamaz. Bıktırana kadar aynı oyunu oynatır, aynı fıkrayı anlatırlar.
   Onlar bizim küçük kardeşlerimiz.
   Bunca şeye rağmen kardeşlerimizi severiz. Allah küçüklerimize karşı yüreğimize kocaman bir şefkat hissi koymuş. Yoksa bunca  mızıklanmalarına karşı bisikletten düştüklerinde hemen yanlarına koşmaz, maçta tam suratının ortasına top geldiğinde maçı yarıda kesip soluğu yanlarında almaz, istedikleri dondurmayı alabilmeleri için cebimizdeki harçlığa bakıp bir koşu bakkala gidip gelmezdik. Ama hep bunları yaptık. Çünkü bütün bunlar içimizde onlara karşı hissettiğimiz sevgi, merhamet ve şefkat duygusundan kaynaklanıyor.
   Bu duyguları kaybedersek kardeşlerimizle olan bağı da kaybederiz. Bu yüzden ailemiz bizi bir arada tutmak için çabalar. Bir hata yaptığında kardeşlerimiz "O daha küçük!" demeleri ve alttan almamız gerektiğini söylemeleri bu yüzden. Hani kızarız küçük oldukları için hep onları korumalarına! Kalbimizdeki merhameti bulup çıkartmamızın, küçüklerimize karşı olan kızgınlığımızın değil, şefkatimizin öne çıkmasının  istenmesidir aslında bütün bunlar. 
   Sadece kardeşlerimiz değil, bizden küçük herkese karşı Allah içimize güzel bir şefkat koymuş. Ama bazen gözümü öfke bürür ve o şefkat hiç yokmuş gibi gelir. Böyle zamanlarda biraz sakinleşmeli ve o merhametin açığa çıkıp bizi yumuşatmasını beklemeliyiz.
   Hem hatırlamalıyız ki bizde bir zamanlar kapı eşiğinde birilerine "beni de görür" diye yalvarmışızdır. Düşünelim bakalım; bizde aynısını yapmadık mı?
Sabır...
 Yaranın içinde yaradanı görebilmektir...
Bul
Cevapla


Bir Merhamet Aradık.. Konusu Araçları
Direk Link
HTML Link
BBCode Link
Paylaş